Tam şu kısa süreç içerisinde özlediğim öpüşme faslı başlamışken bir ses duydum. Telefon. Yatakta doğruldum ama Edgard'ın kendinden eminliğine bakılırsa onun telefonuydu. Tabi ya, o Davin Şirketlerinin sahibiydi. Şimdiye kadar aramamış olmaları bile bir mucizeydi. "Edgard Davin... Kim gelmiş? Onu oyala Dia yarım saate oradayım." Dia diye bahsettiği, tarzıyla bir sürü dergide adı anılan sekreteri miydi? Tanrım, o kadın bir film yıldızı olacak kadar güzel ve seksiydi. Yani kıskanacak biri daha çıkmıştı. Ne diyordum ben ya? Muhtemelen Edgard bunu tek gecelik bir şey olarak görüyordu. Gerçi babamla olan ilişkilerini umursuyorsa tek gecede bırakmazdı. Kıskanma hakkım yoktu yine de. Bana gülümseyince tüm endişelerim dağıldı. Bunu görmek bile yeterdi bana. "İş zamanı. Ben duşumu alıp çıkacağım. Aşağıda işlerimi halledeceğim. İstersen bana katılabilirsin. Saatin çok geç olduğunu düşünmüyorsan sonra bir şeyler yiyebiliriz." Başımı salladım ve o duşa girerken ben de hızlıca giyindim. Hatta makyajımı yenilemeyi ihmal etmedim. Ayrıca işleri olmasına rağmen ona katılabileceğimi, beraber bir şeyler yiyebileyeceğimizi söylemişti. Başından savmak istiyor olsa bunları söylemeyeceğini düşündüm. Odadan çıkmak üzereyken kollarımı boynuna doladım ve işinin acele olmasına aldırmadan uzun uzun öptüm onu. Kim bilir daha sonra ne zaman onu görebilecektim? "Benim de kendimce işlerim var. Şu yemek işini daha sonra yapabiliriz. Bana ulaşmak istersen ulaşacak bir yol bulursun zaten." İşimi garantiye alıp telefon numarasını istememin sebebi yapışkan bir tip gibi görünmekten korkmamdı. Hem babam evde olduğunda telefonunu yürütüp numarasını bulabilirdim zaten. "Seni özleyeceğim." diye mırıldandım dudaklarına bu kez kısa bir öpücük kondurduktan sonra. Odadan çıktığımızda görülme ihtimaline karşın öbür asansöre bindim. Aşağı indiğimde hızlı adımlarla çıkışa yöneldim. Biri fotoğrafımı çekecek olursa babam kokteylden o otele gitme amacımı öğrenmek için her şeyi yapabilirdi.
Dışarı çıkmış, bir taksi bulmak için sağa soğa yürürken duvarın dibide oturan Alexis'i farkettim. Beni görmemişe benziyordu. Aniden içime dolan bir öfkeyle ona yaklaştım. Topuklularımın kaldırımda çıkardığı sesi duymuş olacak ki kafasını kaldırdı. Normalde özür dileyebilir, beni affetmesi için yalvarabilirdim ama Edgard'a yaşımı söylemesi beni nedenini çözemediğim bir şekilde deliye döndürmüştü. "Sen mutluluğu yakalayamadın diye benimkini de mahvetmeye çalıştın. Ama biliyor musun?" Dizlerimi kırıp onun hizasına geldim ve gözlerine baktım "Edgard Davin o yatağa benimle girdi ve benimle çıktı. Bundan sonra da öyle olacak." Tekrar ayağa kalktım, boğazımı temizledim ve vücudumu caddeye çevirdim. "Taksi!"