Best Friends Ever!

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]&[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Alex&Cher

NYADA Kızlar Soyunma Odası

Cuma günü, ders çıkışı

Bale dersiden çıkıtığımızda Alex ile enkaz gibiydik. Kadın bizi öldürmeye çalışıyor gibiydi. Soyunma odasına geldiğimizde ikimizde sandalyelere yığıldık. Ayağımdaki siyah pointe'yi hızlıca çıkardım ve inledim. Alex'de benden farklı değildi. Üstümüzdeki siyah mayolar tamamen üstümüze yapışmıştı. Anlımdaki teri havluya sildim ve ayaklarımı hafifçe açıp gerdim. Alex'e umutsuz bir bakış attım. Bana bir ağrı kesici uzatınca gülümsedim. "Sağol barbie. Bu kadını öldüreceğim ama!"dedim ve mayomun üstüne bir bluz geçirdim. Elimdeki suyu ilacı içtikten sonra bitirmiş olmama üzüldüm ve gene inledim. "Barbie, öldür beni. Acısız olsun ama." dedim ve gülümsedim. Alex halime kıkırdıyordu. Somurttum.

Ders iğrençti. Adı bale yerine işkence 101 olmalıydı. Soyunma odasına geçtiğimizde aslında daha çok süründüğümüzde Cher bana mutsuz bakışlar atıyordu. Halini görünce ağrı kesici uzattım ona. "Sağol barbie. Bu kadını öldüreceğim ama!" Güldüm bende ve oturduğum yerde ayaklarımı ovuşturdum. Dans etmeyi seviyordum. Hem de her türlü şekilde. Ama bu dans değildi. Bu eğlenceli değildi. Bu hiç mantıklı değildi. "Barbie, öldür beni. Acısız olsun ama." Cher'ın haline kıkırdadım. Uzanıp şişemi aldım ve kana kana su içtim. En yakın dostumun surat astığını görünce suyun hepsini bitirmeden ona attım. "Al iç." Oturduğum yerde gerindim iyice. Sonra doğruldum ve üzerime uzun ve bol bir tişört giydim. Parmaklarımdaki ojeye baktım. Çıkmamışlardı. Mutlu bir şekilde bilekliğimi taktım koluma sonrada Cher'in dibine oturup onu dürttüm. Aklıma bir şey gelmişti. "Cece. Ne diyorum biliyor musun? Bu akşam babam eve olmayacak. Bize gelmeye ne dersin? Ya da daha güzeli çılgın bir parti verebiliriz." Omzuna yaslandım ve yüzümü onunkinin karşına getirdim kocaman bir gülümsemeyle. Babam Davin A.Ş. de genel müdür yardımcısıydı. Bu yüzden sürekli sağa sola gitmesi gerekiyordu. Annemde uzun zaman önce öldüğünden ev bana kalmıştı gene. Boş olmasına rağmen sürekli parti vermiyordum. Babamı üzmek istediğim son şeydi.

Barbie'ye attığım bakışları anlamış olacakki suyunu bitirmeden bana attı. "Al iç." dediğinde mutlulukla gülümsedim. Enerji dolu bebeğim hızlıca giyinirken onu izledim. Neşesi ve enerjisi bitmezdi bu hatunun! Giyindikten sonra yanıma geldi ve karnımı dürttü. Hafifçe kıkırdadım. Karnımdan gıdıklandığımı biliyordu. "Cece. Ne diyorum biliyor musun? Bu akşam babam eve olmayacak. Bize gelmeye ne dersin? Ya da daha güzeli çılgın bir parti verebiliriz." dedikten sonra yüzünü yüzümün dibine soktu ve neşeyle gülümsedi. Elimle burnunu dürttüm ve sırıttım. "Eğer ölmezsem olabilir. Ama ölüyorum. Opera için geldim ama dans ediyorum!"diye homurdandım. Aslında dans etmeyide seviyordum ama... İşkenceyi değil! Kesinlikle.

Burnumu dürtünce sırıttım ve geri çekildim. "Eğer ölmezsem olabilir. Ama ölüyorum. Opera için geldim ama dans ediyorum!" Neşeli bir kahkaha attım. Sonra da onu kolundan tutup kaldırdım ve giyinmesine yardımcı olmak için pantolonunu fırlattım. "Hadi giyin de gidelim artık. Bak sadece biz kaldık." Önümüzde kocaman bir haftasonu olacaktı babamsız. Cher ile yapacağım bir sürü eğlenceli şey. Bir iki yakışıklı bulsaydım kendime fena olmazdı. "Haftasonu bizde kalsana." Yalnız olmayı seviyordum ama bazen çok sıkıcı oluyordu. Hem evimde dans için ayrılmış bir odada vardı. Orada istediğim kadar dans edebiliyordum. Buna rağmen sıkıldığım oluyuordu. "İtiraz istemiyorum haftasonu bizdesin." Güldüm ve kulağıma küpemi takmaya koyuldum.

Ben acıyla inlerken kahkaha attığı için suratımı buruşturdum. Elimden tutup eni kaldırdı ve siyah pantolonumu bana attı. Pantolonu yakaladım ve sessizce küfrederek pantolonumu giymeye koyuldum. O neşeli neşeli oratlıkta zıplarken konuştu. "Haftasonu bizde kalsana." dedi. Gülümsedim. Zaten her hafta sonu ya o bende, ya da ben ondaydım. Başımı sallamama fırsat bırakmadan konuştu. "İtiraz istemiyorum haftasonu bizdesin." dediğinde kahkaha attım. Saçımı toplayınca çizmelerimi giymeye koyuldum. Yanımda oturan barbie'nin yanağına bir öpücük kondurdum ve güldüm. " Sanki itiraz etme şansım varmış gibi. Ettiğim an kafama şişeyle vurup beni bayıltırsın."dedim ve ikimizde gülmeye başladık. Ayakkabımı giyince sokağa attık kendimizi. Temiz hava kokusu... Daha doğrusu iki günlük özgürlük!

" Sanki itiraz etme şansım varmış gibi. Ettiğim an kafama şişeyle vurup beni bayıltırsın." Beraber güldük. Cher benim en yakın arkadaşımdı. Onunla herşey daha zevkliydi bana göre. Sonunda giyindi ve bizde okuldan çıkabildik. Yürürken temiz havayı içime çektim. Tabi New York'da hava ne kadar temiz olabilirse. Sonra Cher'in önüne geçtim ve geri geri yürümeye başladım. "Ben çok açım. Ve biliyorum ki sen de açsın. Nereye gidelim?" Bu sırada yanımızdan geçen bir grup insanın kahkaları beni daha çok neşelendirdi. Kulağımdaki halka küpeyle oynarken Cher'e bakıyordum.

"Ben çok açım. Ve biliyorum ki sen de açsın. Nereye gidelim?" dediğinde gülümsedim. Kolumu omzuna attım ve yürümeye başladık. " Bence yemeğimizi SoHo'da yiyelim. Ama az yemeliyiz."dedim ve karnını dürttüm. Bana kızgınca baktı, hafifçe gülümsedim. SoHo'ya geldiğimizde oturacak bir yer bulduk hemen. Telefonumu elime aldım ve GG'yi açtım. Gördüğüm şey yüzünden kahkaha attım ve telefonu barbie'ye çevirdim. "Beni lezbiyen sanmışlar! Tanrım!"dedim. İkimizde Alex'le kahkahalara boğulmuştuk.Garson gelince kedindimizi toparlayıp sipariş verdik. Yemekler gelince hala sırıtmaktan yemek yiyemiyordum. Yersem kesin gülmeye başlar ve boğulurdum.

" Bence yemeğimizi SoHo'da yiyelim. Ama az yemeliyiz." Karnımı dürttüğünde kaşlarımı çattım. Yeterince zayıftım ben. Sonunda içeri girdik ve hemen güzel bir yer bulduk. "Beni lezbiyen sanmışlar! Tanrım!" Bu sözün üzerine telefonunda gösterdiği resme baktım. Kahkahalarla güldük beraber. Garsonun gelmesi üzerine sessizleştik ve siparişleri verdik. Yemekler gelene kadar birbirimize bakıp sırıttık. Hemen çatalıma bıçağıma sarıldım ama Cher yemiyordu. Yüzündeki ifadeden hala gülmek istediği belliydi. "GG dahil hepsi seni kıskanıyor. Hiç umursama. Hatta bugün o haberlerin yalan olduğunu kanıtlayacağız onlara." Gözz kırptım. Parti hazırlıkları için geç kalmıştık. Yarına vereceğimiz müthiş partide kimin lezbiyen kimin aseksüel olduğu ortaya çıkacaktı.