Olalım yine sarhoş.

Konu: Olalım yine sarhoş. Perş. Eyl. 13, 2012 1:05 pm

Olalım Yine Sarhoş.

Eloiné H. Heavén ╦ Maximillian Mansfield

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Hava çoktan kararmış, gökyüzü yıldızları benimsemişçesine parıldıyordu. New York’un eşsiz yıldızlarını seyretmek gibisi yoktu ki onun için. Elindeki cam bardaktan viskisini yudumlarken boğazından akıp giden günahlarını umursamıyordu. Tüm hayatı günahlarla yıkanmamış mıydı zaten? Elindeki bardağı yatağın yanındaki çekmecesinin üzerine bıraktı. Yatağa oturduktan sonra üstüne başına baktı, muhtemelen bir duş almalıydı. Üzerindeki gömleği, kot pantolonu ve çamaşırlarını çıkardıktan sonra çıplak bedenini banyoya attı. Led ışıkla aydınlatılmış duşa kabinin içinde sıcak suyun bedenine değip yakmasına, bir süre sonra da alışmasına izin veriyordu. Babasının otelinde bedava kalabildiği için kendini şanslı saymalıydı, çalışmak gibi gençliğini boşa geçirmesini sağlayacak bir şey yapmaya hiç niyeti yoktu. Beklediği kişiler geç gelince çileden çıkıyordu sanki. Duştan çıktıktan sonra yan tarafa asılmış beyaz havlu ile bedenini kurulayıp belinden aşağısını örtecek şekilde sardı. Duştan çıktıktan hemen sonra kızın ona bakan meraklı suratı ile karşılaştı. O an yapabileceği en soğukkanlı şey uydurabildiği en iyi yalanı uydurmaktı “Bu kadar erken beklemiyordum.” Kızın meraklı ve utanç içeren bakışları bu sefer oğlanın bedenindeydi. Elini sallayarak kızın dikkatini dağıtmaya çalıştı. Oldukça dalmış görünmesine rağmen hemen kendini toparladı. Ardından muhtemelen onu kurtaracağını düşündüğü bir yalan savurdu.

Konu: Geri: Olalım yine sarhoş. Cuma Eyl. 14, 2012 3:05 am

Ell.:

'You know, that I love you boy.'

"Tanrım! Seni, yerim!"

Konu: Geri: Olalım yine sarhoş. Cuma Eyl. 14, 2012 8:54 am

Kızın karşısında ne yapmalıydı bilmiyordu, ıslak bedenini saklamalı mıydı? Ama zaten onu buraya görmesi için çağırmamış mıydı? Pek samimi görünmek istemese de yapamıyordu işte, kızın gözlerinin içinde yavaşça kaybolurken kız kollarını boynuna dolayarak üstüne atladı. Muhtemelen bir aşk filminin en ilginç sahnesini yaşıyordu sanki. Kız geri çekilirken “Tanrım, seni yerim” kızın konuşma tarzını seviyordu, ona kendini değerli olduğunu ve hala arzulanabilir bir kişi olduğunu hissettiriyordu. Yine de ona ne diyeceğini bilmiyordu. Ne denebilirdi ki bu durumda. “Bende seni özledim” diyebildi sadece, aniden söylemişti. Düşünmeye gerek duymamıştı o an. Kız cevap vermek yerine gözlerinin içine bakıyordu Max.’in yaptığı da farklı değildi zira. Elini yumruk şeklinde sıktığını fark etmemişti. Göz ucuyla avucuna baktığında tırnaklarının oluşturduğu izleri gördü. Biraz fazla heyecanlandığını inkar edemezdi. Hemen ilk hamleyi atması gerekiyordu tipik bir New York genci olmaktan o kadar uzaktı ki şuan. Muhtemelen ıslak olan ellerini kızın yanaklarına götürüp dudaklarını kendininkilere çekmişti. Kızı teninde hissedebilmek bile rahatlık vermişti ona. Kız da karşılık verdiğinde ellerini beline koydu. Kızı kendine biraz daha çekti, ne istediğini biliyordu.

Konu: Geri: Olalım yine sarhoş. Cuma Eyl. 14, 2012 9:39 am

"Ben de seni özledim,"

"Bu kadar yakışıklı olmak zorunda değilsin ki! Bir gün kalp krizinden öleceğim,"

Konu: Geri: Olalım yine sarhoş. Cuma Eyl. 14, 2012 10:09 am

Kızın dudakları öylesine yumuşak ve tutkuluydu ki, ahenkle oynarken bile soğukkanlılığını koruyabiliyordu. Sanki kaçacakmış gibi, sanki ellerinden kayıp gidecekmiş gibi sert ve sıkı sarmıştı kollarıyla onu. Kaçmasını engellemek istediği öyle açıktı ki. Kız bir kaç saniye sonra kollarının arasından sıyrıldı "Bu kadar yakışıklı olmak zorunda değilsin ki! Bir gün kalp krizinden öleceğim," gülmeden edememişti, ama gülmekte bir yere kadar dı değil mi? Yeniden kızın dudaklarına asıldığında belinden tuttu, havaya kaldırdıktan hemen sonra bacaklarını beline dolayarak kızı kucağına aldı. Dudakları hala kızınkilerle ateşli bir biçimde oynaşıyordu. Kızı yavaşça yatağa bıraktı. Dudaklarını bir saniye bile ayırmazken belindeki havluyu odanın duvarına doğru savurmuştu. Bedeni hatlarını tamamen kıza sergilerken onun üstündeki beyaz puantiyeli mavi giysiyi sertçe çıkarmaya çalıştı.

Konu: Geri: Olalım yine sarhoş. Cuma Eyl. 14, 2012 10:51 am

Söylediklerimin üzerine hafifçe güldü. Yine de gözlerindeki ateşi görebilir gibiydim. Yoğun ve canlı. Dudaklarıma kapanan dudaklarına karşı koyamadım. O kollarını belime dolayıp beni çıplak ve ıslak bedenine çekerken bir iç geçirdim ve sıcacık bedeninde gezdirdim parmak uçlarımı. Tenim karıncalanmaya başlamıştı. Bacaklarımı beline dolar ve kalçamı onunkine yaslarken "Daha fazla!" diye bağırıyordu adeta.
Yumuşak yatağı sırtımda hissettiğimde düşünce diye bir şey yoktu aklımda. Sadece hissediyordum. Ve bu hisler bütün diğer hislerden daha gerçek gibiydi. Yere yığılan havlunun sesini duyduğumda elleri hızlıca üzerimdekileri çıkarmakla uğraşıyordu. Gözlerim hızla açıldı ve ellerini durdurdum. Yavaşça geri çekilip çıplak vücudunda gezdirdim gözlerimi. Nefesim kesilirken uzun ve ateşli bir öpücük daha kondurdum dudaklarına. Bir-iki saniye sonra mükemmel bedeni benimkinin altındaydı. Dudaklarımı boynuna kaydırıp "Küçük bir keşfe çıkmama izin ver..." diye mırıldandım. Hafifçe boynunu ısırdığımda çıkardığı küçük inilti duyulmaya değerdi.

Konu: Geri: Olalım yine sarhoş. Cuma Eyl. 14, 2012 11:54 am

Kızın teni kendininkine değdiği anda sıcaklığı hissedebilmişti. Onu içinde hissedebilmek ne güzel bir duyguydu oysa ki. Onu çok uzun bir süredir tanımıyordu zira karakteristik özellikleri onu cezp etmekten binlerce kilometre ötelerine uçuruyordu. Böyle bir manyaklığı kızın olmayan masumluğuna bulaştırmak istemese de elinden bir şey gelmiyordu. Tenleri değdiği anda birbirleri ile bir çekim yaşamışlardı. Sanki hiç ayrılmayacak gibi hissediyordu, sanki dünya durmuştu ve etraflarında fikirlerini önemsemeleri gereken insanlar ya da başka sorunlar yoktu gibiydi. Zaman bir anlığına durmuştu. Yine de çok uzun sürmemişti bu. Ellerini kızın üstündekini çıkarması için görevlendirmişken kız onu durdurmuştu. Tamamen ters bir pozisyona geçip dudaklarını oynatmaya devam etti. Ardından dudakları önce kulaklarına gitmişti “Küçük bir keşfe çıkmama izin ver..” meraklı olmasını ilk kez taktir etmişti. Kızın dudakları bu sefer boynuna inmişti, boynuna minik bir ısırık bıraktığında tahrik olmaktan kendini alamamıştı. Minik bir inilti ile karşılık vermişti, gözlerini kapatıp olaylar akışına bıraktığında bunu yaptığı için kendine milyonlarca kez teşekkür etti.

Konu: Geri: Olalım yine sarhoş. Cuma Eyl. 14, 2012 12:38 pm

"Bir dakika sevgilim,"

"Sevgilim, bir saniye,"

"Sevgilim? GG'deki haber hakkında bir bilgin var mı! Dua et de o resim, farklı bir zaman çekilmiş olsun!"

Konu: Geri: Olalım yine sarhoş. Cuma Eyl. 14, 2012 1:00 pm

Dudakları, dudakları ile hayat bulmuştu, sanki kızın içindeki tüm tutkuyu emiyormuşçasına asılmıştı dudaklarına. Belki de bugün zevkin doruklarına çıkmak için iyi bir gündü ha? Yine de babasının laflarını aklından çıkarabilecek kadar iyi hissetmiyordu, muhtemelen kız da bedenindeki gerili hissetmiş olmalıydı. Kız dudakları daha ateşli bir şekilde oynatmaya başlarken oldukça sinir bozucu bir telefon zil sesi tüm havayı bozmuştu. Telefonunu açık mı bırakmıştı? Biraz kızmıştı, böyle bir anın bölünmesi hoş değildi tabi ki. Kız “Bir saniye sevgilim” diyerek telefona koşma iznini kopardı yataktan kalkmadan telefonu eline aldı. Ardından Kevin’ın yanında uzandı, sırf telefona bakıyor diye onu rahat bırakacak değildi değil mi? Dudaklarını kızın kulaklarına, daha sonra boynuna götürdü. “Sevgilim bir saniye” dedi kız gülerek. Kevin bunun üzerine biraz geri çekildi. Üstünden fırlamış çarşafı beline kadar çektikten sonra ellerini kafasının altına koyarak tavana bakmaya başladı. Kız aniden bedenini Kevin’in bedeninden uzaklaştırdı. Ardından elindeki telefonu odanın diğer tarafına savurdu. “Sevgilim? GG’deki haber hakkında bir bilgin var mı? Dua et de o resim, farklı bir zaman çekilmiş olsun!" GG’mi? Çoktan takip etmeyi bıraktığı sitenin telefonunda hala bir kısa yolu olduğunu biliyordu. Derin bir iç çekerek doğruldu. Yatağın yanındaki beyaz çekmecenin üzerinden telefonunu alıp kilidini açtı. Açık olduğuna inanamasa da kısa yollardan GG’nin sitesini bulmaya çalıştı. Site yüklendiği anda kendisi de şaşırmıştı. Aynı kişi, aynı beden ve aynı dudaklar ama sanki kendisi değilmiş gibiydi. Kızı bile tanımıyordu. Ardından şimşek gibi çaktı beynine lisenin ilk seneleri. Sene sonu balosundan sonra çekilmiş anlamsız bir fotoğraf, yaşının büyük gözüktüğü söylenebilirdi lakin şu anki gibi olmadığı da bir gerçekti. Bakışlarını yeniden kız yönlendirdi “Gerçekten mi? 3 yıl önce olmuş bir şey için beni suçlayamazsın” ardından kızın yanına yaklaştı. Meraklı ve sorgulayıcı bakışları hala bedenindeydi.