John Christopher Depp OYUNCU
Rp Yaşı : 50 yokum ama 49 varım. Lakap : Johnny. Mesaj Sayısı : 129
| Konu: Kızıl Sakallı Dede. Salı Mart 26, 2013 8:47 am | |
| Saat öğlenin 3'üydü. John kendini paparazilerin kör olduğu bir caddede oyalıyordu. Üstelik ne hayret ki etrafta bir insan evladı bile yoktu. Tekrar gözlerini etrafta gezdirdi. Evet, kimseyi göremiyordu. Aslında bir bakıma da rahattı. Kendini iyi hissetmesine neden oluyordu bu yalnızlık. Tamam, iyi falan değildi. Yalnızlık da iğrenç bir şeydi ona göre. Ama bunun üstesinden gelmek için ne yapması gerektiğini de bilmiyordu. Her gece başka biriyle olmaya alışmıştı artık. Ömrünün sonuna kadar kazığı birine saplamak olağandışı ve mide büzücüydü. En iyisi- Ah. Pekala... Düz yolda insanın kendi ayağına takılıp düşmesi ne kadar manyıklı olabilirdi ki? Kimseyi görmemişti görmemişti, şimdi kesin biri ortaya çıkardı. Hızla ayağa kalkıp üzerindeki yoğun toz birikintisini silkti. Başını tekrar kaldırdığında yüzüne korku dolu bir ifade yerleşti. Çünkü bir hiçliğin ortasında duruyordu. Bakışlarını bastığı yere doğrulttu. Hiç Satürn'de bulunmamıştı ama emindi ki bulunsaydı bastığı yer böyle olurdu. Hem, başının kilometrelerce üstünden geçen halkalar ne olabilirdi ki? Etrafına bakınmak için arkasını döndüğünde içine korku dolu bir nefes çekti. Yaşlı, kızıl sakalları beline kadar uzanan bir adam duruyordu önünde asasıyla. Sanırım düştüğümde kafamı çarptım, artık kesinlikle uyanmak zorundayım, diye düşündü kendi kendine. Kızıl sakallı dede yavaşça ona doğru yürümeye başlamıştı şimdi. "Selam, evlat, keyifler nasıl?" dedi sakalını boydan boya sıvazlayarak. Johnny özlerini kısıp gözlüğünü düzeltti. En iyisi Satürn'ün üzerinde kızıl sakallı bir dedeyle konuşması her gün yaptığı bir şeymiş gibi davranmaktı. "İyi. Gayet iyi," dedi bir yandan da dalga geçerek. Sözcükler ağzından çıkar çıkmaz başının üzerindeki halkalar deli gibi dönmeye başlamış, yer üzerinde ayakta duramayacağı kadar titrer olmuştu. Bir yandan kızıl sakallı dede bağırıyor, sesi bütün uzayda yankılanıyordu sanki. "Tabi ki iyi olur!" diye kükredi cüssesinden beklenmeyecek şekilde. "Her gece başka bir barda gönül eğlendir! 49 yaşına geldin be adam! Senin yaşındakiler dede oluyor!" Johnny ellerini kulaklarına bastırarak, "Tamam tamam, anladım!" diye bağırdı şiddetle. Yer tekrar eski halini almış, halkalar daha az önce depar atmıyorlarmış gibi sakin sakin yerlerinde durur olmuşlardı. Alnındaki boncuk boncuk terleri silip şimdi mutlu mutlu gülümseyen kızıl sakallı dedeye çevirdi gözlerini. "Çok güzel, anladıysan ne güzel. Şimdi git ve çok iyi bir şey yap," dedi ve gülümsemeden kısılan gözleri açıldı. Yer tekrar titremeye başlayıp Johnny'nin görüşü yer yer kararmaya başladığında bakışlarındaki karanlık ışıltı kalbinin çılgınca çırpınmasına neden olmuştu. "Yapmazsan neler olacağını biliyorsun." cümlesi beyninde yankılanırken nefes nefese doğruldu. Gözleri acı verecek bir biçimde açılmış, eli tişörtünü kavrayıp buruşturmuştu. El yordamıyla başucundaki gece lambasını açınca rüya gördüğü gerçeğinin ancak farkına varabilmişti. "Evlat edineceğim." | |
|