NYADA'ya özel havuz partilerimiz. Her zaman çok güzeller.

Cher&Kevin

Provaları birkaç saat önce bitmiş olmasına rağmen hala Cher’le buluşmamıştı. Koridorda artık sahiplendiği köşesine çekilip, neredeyse bir hafta boyunca hiç ilgilenmediği telefonuna göz gezdirdi. Sayamayacağı kadar mesajı gördüğünde kafasını geriye yasladı, telefon numarasını sosyal medya paylaşım sitelerinde verirse bunun olacağını biliyordu. Telefonu yeniden cebine sıkıştırdı, elleri ile yüzünü ovuşturdu ve ayağa kalktı. Erkeklerin soyunma odasına doğru ilerledi ve yolda gördüğü kişileri tanımaya çalıştı. Çoğunun tanıdık bir simnası vardı fakat dramatik sanatlar bölümünden ayrı olan kişileri takip etmek çok zordu onun için. Soyunma odasının kapısını yavaşça aralayarak içeri girdi. Bu saatlerde kimse buralarda olmazdı, bu nedenle ıssız bir orman kadar sessiz olan soyunma odasında kendi dolabını aradı. Kapağını açtı ve birkaç gün öncesinden hazırladığı şortunu çıkardı. Önce tişörtünü, daha sonra da kot pantolonunu çıkardı. Pantolonun fermuarı açılırken bile oda için fazla ses çıkartıyordu. İç çamaşırını da çıkardıktan sonra şortu üstüne geçirdi. Kıyafetlerini dolabına koyarken havlusunu aldı. Kapağı hızlıca kapattı ve havlusunu omzuna atarak havuza doğru yürümeye devam etti. Havuza açılan kenarlıkları beyaz, kalın bir camdan yapılmış kapıyı araladı. İçeride şimdiden çok kişi vardı. Küçük kalabalığın arasından geçerken bir yandan gözleri genç kızı arıyordu. Yanından geçtiği her kesin gözlerinin bedenine kilitlenmiş olması oldukça rahatsız ediciydi, fakat bu özel günün sonunda merak ettiği şeyi nihayet öğrenebilecekti. Birkaç adım daha attıktan sonra Cher’in her zaman ki şezlogunun üstünde oldukça cüretkâr bir şekilde oturduğunu fark etti. Adımlarını biraz olsun hızlandırmadan kızın yanına ulaştı. Neredeyse Cher’e tapacak gibi görünen siyah gözlüklü kıza ileri de ki boş şezlongu işaret etti Kız bir çırpıda getirdi ve Kevin üzerine yavaşça oturdu, bedenini rahat bir şekle soktuktan sonra ellerini başının altına koyarak yerini aldı. Birkaç dakika boyunca havuzun üzerinde ki camlı tavana baktıktan sonra Cher’e döndü. “Çok iyi fikirdi Burke, uzun zamandır ilk kez kendimi mutlu hissediyor gibiyim.”

Neredeyse onları yiyecekmiş gibi bakan kalabalığın arasından geçip kızın getirdiği şezlonga saldı kendini, tahmin edemeyeceği kadar uzun bir zamandır böyle bir rahatlık arıyordu bedeni ama nafile, tiyatro çalışmaları ve senaryo yazmak derken zamanının çoğunu boşa harcamıştı. Tek eğlencesi sabah kahve yapmaya çalışırken kahve makinesinden çıkan garip ses olmaya başlamıştı ki her zaman ki gibi Cher onu kurtarmayı başarmıştı. İnsanlara baktı göz ucu ile, çoğu birbiri ile konuşurken diğer kısım çekingen gözlerle etrafı kolluyordu. Cher her zaman ki gibi iddealı bir ses tonu ile konuştu, "Seni üzen nedir miel'im?” biraz düşünmekten alamadı kendini, “ilgilenmem gereken çok şey var, inan bana çok gerildim.” Kızın vereceği cevabı düşünürken bir yandan da havuz suyunun tavanda ki yansımasından alamıyordu gözlerini.